Kayıp “Zafer Yollarında” Filminin Görüntüleri 100 Yıl Sonra Gün Yüzüne Çıkarıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Türk sinema tarihinin en önemli yapımlarından biri kabul edilen “Zafer Yollarında” filmine ait uzun yıllardır kayıp olduğu düşünülen görüntüleri arşiv çalışmaları sonucunda gün yüzüne çıkardı.

Kurtuluş Savaşı Kahramanları Kamera Karşısında

1923–1924 yılları arasında Kemal Film tarafından çekilen Zafer Yollarında, Fahrettin Altay komutasındaki Süvari Kolordusu’nun uzanan harekâtını konu alıyor. Filmin en dikkat çeken yönü, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının kendi rolleriyle bizzat kamera karşısına geçmiş olmaları.

Bu yönüyle yapım, Türk sinemasının ilk “yeniden canlandırma” (reenactment) filmi olarak kabul ediliyor. Filmin orijinal jeneriği ve Osmanlıca yazılmış geçiş metinleri korunmuş durumda.

Yönetmeni Muhsin Ertuğrul Çıktı

Yapılan teknik ve tarihsel incelemelerde, filmin yönetmeninin uzun yıllar sanıldığı gibi Fuat Uzkınay değil, Türk tiyatro ve sinemasının öncü isimlerinden Muhsin Ertuğrul olduğu belirlendi. Bu keşif, Cumhuriyet dönemi sinema tarihine dair önemli bir bilgi düzeltmesini de beraberinde getirdi.

Bakan Ersoy: “Kültürel Mirasımızı Korumaya Devam Ediyoruz”

Kültür ve Turizm Bakanı , sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Türk sinema tarihine ışık tutan önemli bir bulguya ulaştık. Arşiv çalışmalarımız kapsamında, uzun yıllardır kayıp olduğu düşünülen Zafer Yollarında filmine ait görüntüler tespit edildi. Yapılan incelemelerde, bu tarihi yapımın yönetmeninin sanıldığı gibi Fuat Uzkınay değil, Muhsin Ertuğrul olduğu ortaya çıktı.
Gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğuyla kültürel mirasımızı korumaya devam ediyoruz. Bu kıymetli tespiti gerçekleştiren Sinema Genel Müdürlüğümüze ve tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Türk Sineması İçin Tarihi Bir Keşif

Sinema tarihçileri, bu filmin yeniden gün yüzüne çıkmasını Cumhuriyet’in erken dönem sanat üretimlerinin anlaşılması açısından büyük bir kazanım olarak değerlendiriyor. Zafer Yollarında, hem belgesel hem dramatik sahneleri bir araya getiren yapısıyla Türk sinemasında öncü bir örnek kabul ediliyor.